Blog
Kooperatifler genel olarak dünyanın her yerinde ortak bir amaca hizmet eden topluluklardır. Yalnızca kurucular için değil, aynı zamanda devlet, halk ve kuruluş amacına göre doğaya da hizmet etmektedir. ICA’ya göre kooperatifler, yedi ilke üzerine kurulur ve faaliyet gösterir: Gönüllü ve herkese açık ortaklık, ortakların demokratik denetimi, ortakların ekonomik katılımı, özerklik ve bağımsızlık, eğitim ve bilgilenme, kooperatifler arasında iş birliği ve toplumsal sorumluluk. Bunlar kooperatifçiliğin kelime olarak anlam tanımı olsa da aslında simgelediği birlik beraberlik duygusu çok daha başkadır. Toplumsal dayanışmayı, birleşmeyi, el ele vermeyi ve herkesi ilgilendiren ortak bir iyilik için çalışmayı simgelerler.
Ülkemizde kooperatifçilik anlayışı Atatürk ile birlikte tarım alanında öncü bir şekilde başlasa da, günümüzde 53binin üzerinde kooperatif bulunmaktadır. 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre Avrupa’da kooperatif sayısı itibarıyla 3. Sırada olan Türkiye, Atatürk öncülüğünde kooperatifçilik ekolünü iyi benimsemiş ve oldukça güzel işler başarmıştır. Hem bizim millet olarak birlik ve beraberlik ruhumuzu beslediği, hem de üretmeyi ve geliştirmeyi seven bir toplum olarak çalışmaktan zevk aldığımız için kooperatifçilik bizler için oldukça büyük önem taşımaktadır. Sektörü ve hizmet vermek istediği alana özel olarak değişiklik gösteren kooperatif yapıları genel olarak bütüne hizmet ettiğinden pek çok kişinin yer almak istediği, yer alamıyorsa da elinden geldiğinde destek vermek istediği oluşumlardır.
Kadınların Kooperatifçilikteki Rolü
Türkiye’de kadınların ekonomiye sağladıkları katkı maalesef geleneksel sebeplerden kaynaklı olarak hep geride kalmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, kadınların 2015’te işgücüne katılım oranı yalnızca %31,5’tir. Bunların arkasında yatan pek çok sosyo-kültürel etki olsa da günümüzde kendi imkanlarıyla kurulmuş, dijital olanakları da oldukça iyi kullanan toplam 230 kadın kooperatifi bulunmaktadır. Kurulan kooperatiflerde yapılan incelemelere göre lider pozisyondaki kadın sayısı diğer işletmelere göre daha fazladır. Ülkemizde kurulan kadın kooperatifleri incelendiğinde ise daha düşük fiyatlı ürünlere ulaşmak, ücretli istihdama erişmek ve iyileştirmek, daha güvenilir, güvenli ve iyi çalışma koşullarına ulaşmak, finansal hizmetlere erişmek, toplumsal katılım ve içerme, özneliklerini oluşturmak ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete çözüm üretmek olduğunu görüyoruz. Yani aslında kadınların, kendilerinin ve toplumlarının gerçek ihtiyaçlarından yola çıkarak kooperatifi kurduklarını oldukça net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.
Özellikle kadınların bakış açısının her sektöre katılması, kadın işsizlik oranının azaltılması, her yaşta ve her bölgede kadınların desteğinin değerlendirilmesi, ev eksenli çalışan kadınların kooperatifler içinde harekete geçmeleri gibi önemli faydalar sağlayan kooperatiflere hep birlikte destek olur, birlik olursak hem ülkemiz için hem de ülkemizin çalışan kadınları aracılığıyla geleceğimiz için yapacağımız en büyük yatırımı yapmış oluruz.